Adana escort Alanya escort Anadolu yakası escort ankara escort Antalya escort Ataköy escort Avcılar escort Avrupa yakası escort Bahçelievler escort Bahçeşehir escort Bakırköy escort Başiktaş escort Beylikdüzü escort Bodrum escort Bursa escort Denizli escort Diyarbakır escort Esenyurt escort Eskişehir escort Etiler escort Fatih escort Gazinatep escort Halkalı escort istanbul escort İzmir escort İzmit escort Kadıköy escort Kayseri escort Kocaeli escort Konya escort Kurtköy escort Kuşadası escort Malatya escort Maltepe escort Mecidiyeköy escort Mersin escort Nişantaşı escort Pendik escort Muratpaşa escort Şirinevler escort Şişli escort Taksim escort Ümraniye escort ataşehir escort kartal escort
19 Şubat 2023 - Pazar

Aman Dikkat ! Aileler Parçalanmasın ...

Tarihimizin felaketiyle ülkemizde en büyük yıkımı aileler yaşadı.

Yazar - Hayriye Nurcan YAZICI
Okuma Süresi: 3 dk.
279 okunma
Hayriye Nurcan YAZICI

Hayriye Nurcan YAZICI

-
Google News

Tarihimizin felaketiyle ülkemizde en büyük yıkımı aileler yaşadı. Yuvalar betonların arasında kalırken, çocuklar, anne babalarını, anne babalar, çocuklarını kaybetti. . O felaket anından sonra herkes bir yana dağıldı. Bir çok depremzede yakınlarını bulamadı, tek bir haber dahi alamadı…

Refakatsiz çocuk sayısı 291’i buldu. Ailesi bulunamayan çocukları devlet koruma altına alırken, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı koruyucu aile olmak isteyenler için de duyuru yaptı. Ailelerine ulaşılamayan çocukların bilgilerinin toplandığı BİLEN GÖZ isimli yeni bir sistem kuruldu. Yaralı çıkarılan çocuklarının bilgilerine e-nabız üzerinden ulaşamayan yakınları 184’e ya da 183’e başvuruda bulunabilecek.

Elbette Türk Milleti onları yalnız bırakmayacak, yaralarını sarmak için canla başla çalışacaktır.

Lakin öncelikli olarak yapmamız gereken, dağılan aileleri toparlamak, en kısa zamanda yakınları ve yaşadıkları ortamlarda onları yeniden buluşturmak, topraklarında kalmalarını sağlamaktır.

Yıkılan her evin bir ruhu, hatırası, emeği vardı. Bir ailenin geleceğini yansıtıyordu. O ruhu yeşertmeli, ailelerin, yeniden aynıçatı altında olmalarını sağlamalıyız.

İnsanların karnı doyduktan sonra en temel ihtiyacı aile ve güvenle yaşadığı evleridir.

Bir çok depremzede bir müddet sonra evlerine ve kentlerine dönebileceklerini, kaldıkları yerden devam edebileceklerini düşünüyor olabilir… Ama ne yakınlarını, ne hatıralarını, ne de mahallelerini bıraktıkları yerde bulamayacaklardır. Bu da onlar için başka bir yıkım olacaktır. Bu travma ile tek başlarına baş etmeleri çok zor.

En büyük görev devlete düşüyor.

Normalleşmeyi geciktiren her durum, deprem travmasını uzatır… İnsanları daha da sağlıksızlaştırır.

Kentler ve evler ivedilikle yeniden inşa edilmeli, mahalleler, alışveriş mekânları, parklar, bahçeler eskiye uygun yapılmalı. İnsanlar hiç olmazsa sosyal alanlarında, anılarını bir köşede bulabilmeli… Yaralarını birlikte saracakları, üç beş eş, dost ve tanıdıklarıyla yan yana olabilmeli.

Yeniden yapılan evler, mimarisi ve biçimi, örf, inanç ve değerlere uyumlu olurken, Anadolu yaşamını yansıtmalı.

Büyük fedakârlıkların ve sevginin büyüttüğü aileleri, evlerin metre karelerine göre kurup, küçültmemeli. Özellikle, “tek ebeveynli” model ya da “tek kişilik hayat” biçimini yansıtan 1+ 1 ve 1+0 daireler yapmaktan kaçınmalı. Büyük aileleri toparlayamazsak, toplumsal birlik ve bütünlüğü tesis edemeyiz.

Aman dikkat! Aileler parçalanmasın, yerlerinden yurtlarından olmasın. Kentlerin kültürü, sosyal hayatı, demografik yapısı bozulmasın.

İnsanlarımızı aileleriyle ve yaşadıkları kentleriyle buluşturmak, topraklarından vaz geçmemelerini, deprem gerçeğine uygun yapılarla, kaldıkları yerden yaşama devam etmelerini sağlamak, devletimizin sorumluluğu ve mecburiyetidir. Büyük devlet mazeret beyan etmez. Çözüm üretir ve yapar.

Önce yaralarımızı saralım, sonrasında, daha çok konuşacağız. Yakasını tutacağımız yöneticiler, kurumlar, belediyeler var. Bu büyük felaketin bize öğrettiklerini dikkate almak, tedbirli olmak zorundayız.

#
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.